Tuesday, October 14, 2008

Kültürel Devrim Üzerine Tezler/Debord

KÜLTÜREL DEVRİM ÜZERİNE TEZLER
GUY DEBORD

1
Estetiğin geleneksel amacı, kişinin mahrumiyet ve yoklukta hayatın belli geçmiş öğelerini, sanatın aracılığıyla, zamanın egemenliğinde değer kaybeden görünüm olduğu için görünümlerin karmaşıklığından kurtaracağını hissettirmektir. Estetik başarının derecesi süreklilikten ayrılamaz olan ve hatta sonsuzluk üzerinde hak iddia etme eğiliminde olan bir güzellikle ölçülür. Sitüasyonist amaç, tereddütsüzce düzenlenen geçici anların değişimleri yoluyla hayatın tutkulu bolluğu içine derhal bir katılımdır. Bu anların başarısı sadece geçici etkileri olabilir. Sitüasyonistler kültürel etkinliği bütünlüğün bakış açısından, boş zamanın genişlemesi ve iş bölümünün ortadan kalkmasıyla sürekli bir şekilde geliştirilebilecek (sanatsal iş bölümüyle başlayarak) günlük yaşamı inşa etmek için deneysel bir metot olarak göz önüne alırlar.

2
Sanat, duyumlar üzerine bir bildiri olmayı bırakabilir ve daha yüksek duyumların doğrudan bir düzenlemesi olabilir. Bu, kendimizi üretme meselesidir, bizi esir eden şeyleri değil.

3
Mascolo, çalışma gününün proletaryanın diktatörlük rejimi tarafından azaltılmasının “devrimsel gerçekliğini bırakmasının en kesin güvencesidir” derken haklıdır (“Le Communisme”). Gerçekten de “insan bir metaysa, ona bir şeymiş gibi davranılıyorsa, insanların kendi aralarındaki genel ilişkiler bir şeyin şeyle ilişkisiyse bunun sebebi ondan zamanını satın almanın mümkün olmasıdır.” Mascolo buna rağmen “özgürce çalıştırılan bir insanın zamanı”nın her zaman iyi harcandığını ve “zamanın satın alınmasının tek kötülük” olduğu sonucuna varırken çok acelecidir. Zamanın istihdamı günlük hayatın inşa edilmesi için modern araçlara sahip olmadan hiçbir özgürlük yoktur. Böyle araçların kullanımı ütopyacı bir devrimsel sanattan deneysel bir devrimsel sanata sıçrayışı işaret eder.

4

Sitüasyonistlerin enternasyonel bir birleşmesi, kültürün gelişmiş bir sektöründeki işçilerin bir birliği olarak ya da daha çok artık toplumsal durumlar tarafından engellenen bir görev üzerine hak iddia eden herkesin bir birliği, dolayısıyla kültürdeki profesyonel devrimcilerin bir organizasyon girişimi olarak görülebilir.

5
Zamanımız tarafından biriktirilen materyal güçler üzerindeki gerçek kontrolümüzden pratikte ayrılmış durumdayız. Komünist devrim oluşmamıştır ve hala eski kültürel üstyapıların ayrıştığı bir çerçevede yaşıyoruz. Henri Lefebvre doğru bir şekilde bu çelişkinin ilerleyen birey ve dünya arasındaki spesifik modern uyumsuzluğun kalbinde olduğunu görür ve bu uyumsuzluğa dayanan kültürel eğilimi devrimci-romantik olarak isimlendirir. Lefebvre’nin kavramındaki eksiklik uyumsuzluğun basit ifadesini, kültür içerisindeki devrimci eylem için yeterli bir ölçüt yapmasında yatar. Lefebvre, derin kültürel değişime doğru tüm deneyleri önceden reddederken bir içeriğe razı kalır: ayrıştırmanın çerçevesi içerisinde hangi biçimi aldığından bağımsız olarak ifade edilebilen (hala çok uzak olan) olanaksız-olasının farkındalığı.

6
Eski kurulu düzeni tüm görünümlerinde alt etmek isteyenler kendilerini şimdinin düzensizliğine bağlayamazlar, kültür alanında bile. Kişi, geleceğin ilerleyen düzenini somut bir görünüm yapmak için kültür alanında bile mücadele etmeli ve beklemeye devam etmemelidir. Bilinen kültürel biçimlerdeki tüm ifadenin değerini düşüren, aramızda halihazırda mevcut olan, onun bu olasılığıdır. Kişi, sahte iletişimin tüm biçimlerine yıkımı dile getirmek için, bir gün gerçek ve doğrudan iletişime ulaşmak için (yüksek kültürel araçlar çalışan hipotezimizde: inşa edilmiş durum) yol göstermelidir. Zafer, düzensizliği sevmeden onu yaratmayı başaranların olacaktır.

7
Kültürel ayrışmanın dünyasında gücümüzü test edebiliriz ama çalıştıramayız. Dünyayla uyumsuzluğumuzu alt etme pratik görevi, yani ayrışımın daha yüksek inşalarla üstesinden gelmek romantikçe değildir. Lefebvre bakımından başarısızlığımızın derecesine göre, tam olarak “devrimci romantikler” olacağız.

No comments: