Wednesday, October 29, 2008

Ürkmeyiniz!

Ürkmeyiniz! insanlığa her döneminde korkularıyla oluşturulmuş yaşamlar dayatılmıştır. korku; ağzı kurutur, gözbebeklerini büyütür ve insanları bir birlerine yakınlaştırır. sanırım bu yüzden geçmişte: sursuz ve susuz kent olmamıştır.surun dışındaki korkulması gereken varlığa dönüştürülmüş, oluşturulan korku kültürü ile yok edilmesi gereken öteki arasında bir bağ oluşturulmuştur.modern yaşamın yatay ve dikey biçimlendirilmiş kentlerinde ise öteki: o kente ait olmayan ya da kentin kurallarıyla yaşamını sürdürmeyenler üzerinde yoğunlaşmış. ötekiler için kent merkezlerine uzak kör noktalar oluşturulup kentli için ucuz iş gücü kaynağı olarak yaşamalarına izin verilmiş.günümüz kentlerinde ise korkular ve ötekiler, her an belirebiliyor kentli için. bu durum karşısında kent soylusu yeni surlar inşaa ederken, geride kalanlar korkularının kaynağı ötekini belirlemeye çalışıyor.ötekileştirdiğine dönüşüveren günümüz insanı, çaresiz modern dönemden oluşturduğu ötekiler üzerinde korkularını dindiriyor.bunu kimi zaman sürek avı benzeri bir biçimde, kimsinde onları kentten öteleyerek ya da teşhir ederek görünür kılınmalarını engellemiştir.ancak, göz önünden kaldıran öteki korkunun kaynağı olmadığından, onları tam anlamıyla da ortadan kaldırmıyor. yeni bir korku krizinde onlara ihtiyaç olduğunu düşünerek.korkuların dindirilmesi gereken zaman dilimine kadar, zararsız ve kontrol altında tutulan bir varlıkmış gibi bekleterek.evet onlar biziz, ürkmeyiniz.

Taner Tunga

No comments: